Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, uzun süredir benim de dikkat çekmeye çalıştığım bir dehşet senaryosunu gündeme taşıdı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nın çok tehlikeli bir oyun oynadığını söyledi ve “2015’te, Haziran-Kasım seçimleri arasında yaşanana benzer bir şiddet dalgası bu sefer sığınmacılar üzerinden planlanıyor” dedi.
Hepimizin hafızasında olan o beş ayda ne olduğunu hatırlatalım:
Haziran’da AKP, beş milyon oy kaybetmiş, tarihinde ilk kez seçimden tek başına iktidar olamayacak bir oyla, yüzde 40’la çıkmıştı. Artık Meclis’te çoğunlukta değildi. Buna karşın HDP, 80 milletvekili çıkararak kendi rekorunu kırmıştı. Muhalefet, Başbakan Davutoğlu ile koalisyon görüşmelerine başlarken Erdoğan, Kürtlerle barış şansının doğduğu Dolmabahçe masasını devirmiş ve çözüm sürecini bitirmişti. Birden ülkenin her yanında bombalar patlamaya başlamıştı.
Suruç, Lice, Cizre, Dağlıca, Ankara Garı saldırı ve katliamları bu beş aya sığdı ve Türkiye tarihinin en kanlı dönemlerinden biri olan o beş ayda toplam 862 kişi öldü. IŞİD devreye sokulmuş, bıçak boğaza dayanmıştı. O seçim kampanyasında, “Verin 400 milletvekilini bu iş huzur içinde çözülsün” diyen Erdoğan koalisyonu istemedi. Türkiye, kan revan içinde yeniden seçime gitti ve kaybedilen beş milyon oy, beş ayda ölüm tehdidiyle geri alındı.
Daha sonra Davutoğlu, bu dönemden bahsederken “O defterler açılırsa birçok insan, insan yüzüne çıkamaz” diyecekti. Şimdi Ümit Özdağ, Davutoğlu’na sesleniyor ve “Tehdit edildiğinizi gördük. Korkmayın. Çıkın ve Haziran Kasım arasında ne olduğunu millete anlatın, çünkü benzer bir çalışma, tekrar başlamış görünüyor” diyor.
AKP’den kopan halkı yeniden şiddet sarmalına sürükleyip korkutma ve tek adamın çevresinde toplama planı ortada ve bu kez toplumun giderek büyüyen sığınmacı öfkesinin kullanılacağı belli… Ne yazık ki, Özdağ, sığınmacı siyasetiyle bu planın değirmenine suç taşıyor. Davutoğlu’ndan açıklaması beklenen tertibi hepimiz çok iyi biliyoruz artık… Ondan öğreneceğimiz bir şey yok; sadece ülkeyi bu kez bu korkunç tuzaktan nasıl koruyacağımızı düşünmemiz gerekiyor.
|