Pazar günü, Ankara’da HDP kongresinin ve Altılı Masa zirvesinin toplandığı saatlerde, biz de Zürih’de Demokrasi ve Özgürlük Konferansı’ndaydık. Değişik nedenlerle yurtdışında yaşamak zorunda kalmış siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, sanatçılar, ilk kez 2019’da bir araya gelmiştik. Görüşlerimiz, inançlarımız, kimliklerimiz farklıydı, ama alışılanın aksine, nerelerde ayrıştığımıza değil, nerelerde birleştiğimize yoğunlaştık. Bizi buluşturan talep, Türkiye’deki baskı rejiminin bir an önce sonlanması ve demokratik bir cumhuriyetin inşasıydı. Önce hasar tespiti yapmalı, sonra çıkış yolunu konuşmalı, nihayet geleceği nasıl inşa edebileceğimizi tartışmalıydık.
Salgın sonrası 2022’de yeniden buluştuğumuzda Konferans’ın bileşenleri, bu birlikteliği büyüterek sürdürmek için daha da kararlıydı. Bu kez konferansa adaletsizlik salgınında hak arayanlar da katılmıştı; Cumartesi Anneleri’nden Kazdağları İnisiyatifi’ne, Gezi Aileleri’nden Boğaziçi direnişçilerine, Barış akademisyenlerinden Alevi Dernekleri’ne...
Bizi acılarımız buluşturmuştu. Herkes, birbirini dinledikçe bu acıların üstesinden gelebilmek için birarada hareket etme zorunluluğunu daha iyi fark etti. Orada üç grup oluşturuldu: Ülke ülke, gezerek diyasporadaki Türkiyelilerle buluşacak, onları dinleyecek, örgütlenmeyi büyütecek bir halkla ilişkiler grubu… Gidilen yerlerde o ülkenin meclisini ziyaret edecek, siyasetçilerle, gazetecilerle, sivil toplum temsilcileriyle görüşecek bir diplomasi grubu ve ülkesinden uzakta adalet arayanlara destek verecek bir hukuk çalışma grubu…
Mayıs’ta Hamburg’dan başladık; bu Pazar Zürih’te 400 katılımcıyla çok verimli bir toplantı yaptık. Daha önce pek bir araya gelmeyen her görüşten sürgünler, üniversitesinden koparılmış akademisyenler, yeni gelmiş öğrenciler, yasaklı siyasetçiler, gazeteciler, hukukçular, belediye başkanları, Kürtler, Türkler, Süryaniler, Ezidiler, Aleviler, Ermeniler, altı saat boyunca birbirimizi dinledik. Sorunları, çözümleri konuştuk. Altılı Masa’dakiler tavanda buluşurken, tabanda buluşmanın daha kalıcı olacağına hükmettik. Tabanı genişletmeye, birlikte hareket etmeye, mücadeleyi büyütmeye karar verdik. Şimdi sırada Paris var. Konferans, gittiği her ülkede biraz daha büyüyerek, nihai toplantısını İstanbul’da yapmayı hedefliyor.
|